11 Nisan 2014 Cuma

"Kandırılmışım" Hadi Canım














Yeni bir moda çıktı son günlerde “kandırılmışım” oh ne güzel her türlü desteği ve propagandayı yap, sonra da beni kandırdılar deyip aklan.

“Yetmez ama evet” diyenlerin bazıları şimdi kandırılmışım diye röportaj vermeye başladılar. 

Halk diye tanımladığımız topluluğun içine giren sıradan yaşam süren bireyler, süslü püslü laflara kanıp süslü lafları söyleyen insanların peşinden gidip onları destekleyebilirler.

Ama kendilerine aydın payesi veren yazarlar veya bir akademik ünvanı olan bireylerin böylesi bir mazereti asla olmaz. Çünkü onlar ülkenin şu anki durumunun üzerinden analizler yapıp ileriyi görme gibi bir zorunluluğu var. Eğer ülkenin gidişatına bakıp beş, on, veya elli yıl sonra neler yaşanabileceğini göremiyorsan nerede kaldı senin yazarlığın, akademik misyonun ve aydın olman.

Günlük yaşayıp, günlük düşünen bir bireyden aydın falan olmaz. Olsa olsa aydıncık olur. Tıpkı soğan cücüğü gibi. 

Ne kadar basit değil mi, ülkenin siyasi ve ekonomik hayatı hakkında hiç düşünmeden birilerinin söylemlerine bakıp a ne kadar güzel konuşuyor, ne güzel şeyler vaadediyor deyip, kendi bilinçsizliğini başkalarının üstüne empoze ederek propaganda yaparak yanlış yönlendirme yap. Bir süre sonra da hiçbir şey olmamış gibi a beni kandırmışlar diyerek sorumluğundan sıyrılmaya çalış. 

İşin ilginci bu bizi kandırmışlar diye suçladıkları insanlarda başka bir kesim için bizi kandırmışlar diyorlar.  

Ne güzel değil mi, ülkenin siyasetinden, yazarından, aydınından herkes birbirini kandırıyor. Ve herkes birbirine kanıyor. 

Bu kadar keşmekeşliğin içinde halkımız da kandırılmış çok mu? 

Kandırılmanın bedelini kim ödüyor. Ben, sen, o, onlar, bunlar yani biz.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder