31 Aralık 2013 Salı

Komplo Nedir?


Son günlerde moda olan komplo sözcüğünü sanırım duymayan kalmadı. Komplo nedir? Kelime anlamı ne anlama geliyor. Tam anlamını kaç kişi bilerek kullanıyor. Çoğumuzun bilmeden kullandığından eminim. 

Komplo iki anlamda kullanılıyor. 

Bir : Kamuoyundan saklandığı iddia edilen bilgilerle, gizli bilgilere veya olayın arkasındaki görünmeyen güçlerle ilişkilendirilen alternatif açıklamalara.

İki : Hiçbir bilgiye ve kanıta dayanmayan sırf çıkar uğruna bazı kişilere veya kurumlara  yapılan suçlamalar. 

Yani ortada bir olay var, ve bu yaşanan olay kamuoyundan saklanıyor. Oysa kamunun bilmesi gereken bir eylemdir. Saklanmasının sebebi birilerinin ahlak dışı yaptıklarını kamuoyu hoş karşılamayacağı içindir. 

Şimdi komplo bu olayın neresinde devreye giriyor. Komplolar yaşanan gerçekliğin üzerinden kurulur. Ama bu gerçekliğin üzerine basarak, kısacası bunu  fırsat bilerek kendisine bir çıkar sağlamak için var olmayan bir takım eylemleri de bu doğrunun üstüne koyarak kendine muhalif olarak gördüğün kişiyi veya kurumu zora sokarak alaşağı etmeye komplo deniyor. 

Hiçbir gerçeğin üzerine oturmayan komplo teorileri asla başarıya ulaşamazlar. Kısa vadede başarılı gibi gözükürler ama mutlaka işin aslı çok çabuk ortaya çıkar. Ama bu arada iş işten geçmiş olur, darbeyi alan aldığıyla kalır. Gerçi sonuçta kişi aklanmış olur ama kamuoyunda soru işaretleri kalır. Çamurun izini silmek öyle kolay değildir. 

Genel doğruların ve yapılan bir olayın üstünden hazırlanan komplolar çoğu zaman işe yaramıştır. Bunun içindir ki, yıkabilme gücün olmadığı kurumlara veya kişilere onların yapmış oldukları ve kamuoyunca tasvip edilmeyecek eylemlerini, bel altı vurarak amaca ulaşmak istenir.

Komplo yolunu seçen kişi veya kurumlar, komplo yaptığı kişiden veya kurumdan daha temiz değildir. Komplo yolunu seçenlerinde mutlaka kamuoyunca bilinmesi istenmeyen birçok eylemleri mevcuttur. 

Burada asıl göz ardı edilmemesi gereken konu, komplonun tek ayağını görüp tek ayağını görmezsek işin özünü kaçırırız ve kamuoyunu yanlış bilgilendiririz. Yani komplonun içindeki doğru olan olayları görmezden gelip, sırf beni devirmek için planlar yapılıp aslı astarı olmayan kanıtlarla beni yok etmek istiyorlar propagandası üzerinden doğru olan olayları veya olayın üstünü örtmek, işte aslı olmayan komplonun ayrı bir çeşididir.


30 Aralık 2013 Pazartesi

Hangi Zenginlik



Birmilyonkalem.blogspot.com sitesinin editörleri oturup düşünmüşler arada bir de kaşındılar mı)))) bilemiyorum. Her geçen gün popülerliğini kaybeden blog yazma işini biraz olsun canlandırmak için site yazarları arasında bir yarışma düzenlemeye karar vermişler. Zengin olma yarışması. Buna aslında zengin olma hayali yarışması da diyebiliriz.

Uzun zamandan beri siteye hemen hemen her gün girip çıkıyorum, sitede yazı yazan pek yazar kalmadı. Bu yarışma ne denli başarı olur. Kaç kişi yazar, kaç kişi bu yarışmaya katılır bilemiyorum.

İşin içinde her düşünen canlıya cazip gelebilecek zengin olmak var. Belki üç kişi katılır yarışmaya en azından bir çeyrek bilet sahibi olup birmilyonkalemcilerin sayesinde zengin olurum)))))

Zengin olmak deyince aklıma zengin kelimesi takılmaya başladı. Zengin nedir?

Zengin deyince herkes, parası, malı çok olan, varlıklı yani fakir ve yoksulun karşıtı olarak tanımlar. Evet toplum içinde zenginin gelir geçer anlamı budur. Ama zenginliği sadece maddi olarak mı anlamak gerekiyor. Eğer zenginliği kılık, kıyafet ve cüzdanınızdaki paralar penceresinden bakarsanız sizin düşüncelerinizin ne kadar da fakir olduğunu sadece çevrenizdekiler görebilir. Gerçi onların sayıları da azdır.

Zenginlik çok farklı anlamlarda kullalınıyor ama bizim işimize diğer anlamları pek gelmez. Çünkü başka türlü zenginlikleri pek önemsemeyiz, önemsemediğimiz gibi o zenginlikler toplum içinde de pek değer verilmez.
Zenginliğin asıl anlamı istenilen nitelikleri çok olan demektir. Bu niteliklerinde para ile uzaktan yakından ilgisi yoktur. Tıpkı cahilliğin üniversite bitirmekle sonlanacağını sanmak gibi. Ülkenin en iyi üniversitelerinden mezun olup, yaşadığı ülkede bir ilin hangi bölgede olduğunu bilmeyen, yaşadığı ülkede bir mankeni sanatçı olarak görüp, dünyaya mal olan halk ozanını tanımıyorsa, dünyanın kabul ettiği yazarlarından ve şairlerinden bir cümle dahi bilmiyorsa. Bu yoksunluğuna ve fakirliğine bunlar benim ilgi alanıma girmiyor gibi saçma bir tez sunmaya çalışıyorsa. Onun cüzdanında ki zenginliğinin kime ne faydası olur.

Hani bir slogan vardır, insan haklarıyla insandır diye. Bu slogandan yola çıkarak zenginliği de kişide ki sadece maddiyatı olarak görmemek lazım. Yeteneği ile, kültürü ile bir bütündür zenginlik. Üstelik bu zenginlik canlı varlık olan sadece insan türünde de yoktur. Eğitilebilen bir çok hayvanda da nice zenginlikler görebiliriz.

Bu kadar laftan sonra sanki benimde maddiyata hiç önem vermediğimi sanırsınız değil mi? Hem maddi zenginlik hem de kültür zenginliği her ikisi de bir arada olursa tadından yenmez.

En önemlisi ne oldum delisi olmayacaksınız. Hiçbir zenginliğe sahip olamasanız bile gönlü zengin biri olun o da yeter...

Not : Bu yazı birmilyonkalem sitesinde yapılan yarışma sonucu ikincilik ödülü almıştır.


3 Aralık 2013 Salı

Aç tokun halinden anlar mı?



Hani hep derler ya tok açın halinden ne anlar diye. Peki ya aç tokun halinden ne anlar diye hiç soran yok. Yedikçe miğde de ki şişkinliğin, gazın, gazın vermiş olduğu kalp spazmına kadar giden sıkışıklığın vermiş olduğu acıyı ve ızdırabı bir aç anlayabilir mi? Hiç sanmıyorum. O ızdırap tıksırıncaya ve kusuncaya kadar sürer. Bir de kusmanın vermiş olduğu eziyet var. Onu hiç sormayın. 

Yok yok çekilecek dert değil şu tokluk. Karnın ne kadar boş olursa o kadar mutlusundur. Ne kadar tokluk o kadar bokluk bence. 

22 Ekim 2013 Salı

9 Temmuz 2013 Salı

Yeter artık çok sıktınız



Her yılın oruç ayı geldiğinde, televizyonlara çıkıp;

İftarda şunu yiyin

Sahurda bunları yapın,

Şu yerseniz açlık hissetmezsiniz,

Migreni olan şunu yemeli,

Tansiyonu olanlar güneşte sokağa çıkmasın,

Daha bilmem neler neler yapın diyerek kendilerine diyetisyen hatta doktor etiketleri yapıştıran zatlar bunlardan sıkılmadınız mı? 

Hatta bunları oruç ayı boyunca televizyonlarda bangır bangır haber yapmak için birbirleriyke yarışan kanallar peki sizler sıkılmadınız mı?

Bunları söylemek için diyetisyen veya doktor olmaya gerek yok. Hele hele bakın bunları sizlere hatırlatıyorum bu kıyağımı unutmayın der gibi ukalalık yapmak için televizyoncu olmaya hiç gerek yok.

Yeter artık gerçekten çok sıktınız.

3 Mayıs 2013 Cuma

Solcu "Dili"


Geçen günlerde Tarafsız Bölge programını seyrediyordum, son günlerin barış süreci ve bunun propagandasını yapan akil adamları konuşuyorlardı. Katılanların hepsi de akil adam veya kadındı. 

Karşılarında da iki tane akil olmayan kişi vardı bir nevi aşık atışması gibi söz de diyalog biçiminde ama aslında monolog olarak birbirleriyle laf yarıştırıyorlardı ama hiç biri de birbirlerini dinlemiyordu.

Burada barış sürecini ve akil adamların ve kadınların tartışmasını da yapmayacağım. Sadece ne kadar boş konuştuklarının akil veya akil olmayan bireylerin aslında ne kadar bilgisiz olduğunu fark ettiğimi bir akil adamın kendi dilinden belirtmek istiyorum.

Bir katılımcı “Bu ülkede sadece Kürtler değil solcularda çok acı çekti ve öldürüldü” diye bir cümle kurdu. Kurulan cümlede bir abeslik yok, doğruya doğru bu ülke de kendisine solcuyum diyen ve o inanışın doğrultusunda bir şeyler yapmaya kalkışan herkes mutlaka işkenceden geçirildi, hapishaneye atıldı hatta hayatlarını kaybettiler.

Sırf karşı çıkmak için Kürt kökenli bir akil adam ise çok kızgın bir şekilde “ Ama onların dili yasaklanmadı buna ne diyeceksiniz” dedi.

Şok oldum bu kişi aynı zamanda araştırmacı-yazar olarak da kendini tanıtıyor aynı zamanda bazı gazetelerde günlük yazılarda yazıyordu. Son ünvanı da akil adamdı. 

Bu nasıl bir bilgi sahibi olmaktı. Bu nasıl doğru olan bir söyleme sırf karşı çıkmak için savunma refleksiydi. 

Her şeyden önce dünyada veya Türkiye’de solcu dili diye bir dil var mı? Solcu dili ne demek. Kendini marksist, sosyalist genel tanım olarak solcu olarak görenler her ırktan olabilir. Hangi ülkede yaşıyorlarsa o dili kullanırlar. Veya ana dili neyse o dili konuşurlar. Üstelik bu ülke de, kendini sosyalist olarak ifade eden insanların yüzde ellisi Kürt kökenli insanlardan oluşur. Bazıları etnik kökenini ön plana çıkartır, bazıları buna hiç değinmez.

DÜNYA SİYASİ LİTARÜTÜRÜNE YENİR BİR TEORİ KAZANDIRILDI SOLCU DİLİ PES DOĞRUSU HAKİKATEN PES 

9 Ocak 2013 Çarşamba


Bugün Cemal Süreya'nın 23. ölüm yıldönümü sevenleri için bir şiirini yayınlamak istedim. Bu vesile ile büyük şairi anmış da oluruz.



Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git.
Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler.
Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin
Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık
Sevgiyeydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı
Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun ötmüştü
Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti
Yoktu dünlerde evvelsi günlerdeki yoksulluğumuz
Sanki hiç olmamıştı

Oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu
Şurda senin gözlerindeki bakımsız mavi, güzel laflı İstanbullar
Şurda da etin çoğalıyordu dokundukça lafların dünyaların
Öyle düzeltici öyle yerine getiriciydi sevmek
Ki Karakoy köprüsüne yağmur yağarken
Bıraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti
Çünkü iki kişiydik

Oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya
Bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız
Seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu
İki kere öpeyim desem üçün boynu bükük
Yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde
Memelerin vardı memelerin kahramandı sonra
Sonrası iyilik güzellik.

Cemal Süreya