6 Mart 2011 Pazar

Şiddeti Uygulayan Erkek Değil Sistemdir

Bir grup kadının önceliğinde Kadın Partisi isminde bir parti kurulmaya çalışılıyor.


Biz kimiz ve ilkelerimiz gibi başlıklar altında yazılan yazılara şöyle bir göz attım. Hiçbir siyasi düşünceye dokunulmuyor sadece klasik olarak demokrasi, cumhuriyet ve Atatürkçülükten bahsediliyor.

“nihai hedefimiz, hukukun üstünlüğüne ve insan haklarına saygılı , demokrat, adil, sosyal devlet anlayışına dayalı bir siyaset ve yönetim yapısı kurmaktır.”

Gibi bir hedef koymuşlar önlerine. Yani klasik parti ve dernek tüzüklerinde olabilecek kelimeler.

Ve kadın ve erkek gibi ayrımcılık yapmayacağız diye de vurgulama yapmak ihtiyacı hissedilmiş.

Tüm dünyada erkek hegemonyası hakim olduğu gibi ülkemizde de erkek egemenliği hakimdir. Bu su götürmez bir gerçekliktir.

Ama gerek dünya da gerekse de ülkemizde bir “Erkek Partisi” yoktur. Var olan partiler erkeklerin egemenliğindedir. Bunun sebebini bulmak içinde 1900 lü yıllara bakmak değil, ta ilkel komünal topluma kadar inip oradaki çok kısa bir dönemi ayırıp (Anaerkil dönemden bahsediyorum) yaşanılan şartlara bakmak gerekiyor.

İlkel toplumdan başlayıp köleci, feodal,kapitalizm, emperyalizm hatta sosyalizmin yaşandığı dönemlere bakıldığı zaman siyasi ve ekonomik olarak erkek egemenliği görülür.

Bunun sebebini yaşamın başlangıcından bu yana erkek otoretisinin baskın olmasından dolayı bunun doğal bir sonucu olarak meydana geldiği görülecektir.

Bunun sonucu olarak da doğal olarak kadına karşı erkeklerin siyasi, ekonomik ve bedensel şiddeti günümüze kadar süregelmiştir. Bu şiddeti ortadan kaldırmak için şimdiye kadar yapılan bir çok eylemler ve çalışmalar ne yazık ki yine erkeklerin karar vermesi ile asla başarıya ulaşamamıştır.

İş artık öyle bir noktaya gelmiştir ki, kadınlara uygulanan şiddeti ortadan kaldırmak için kurulan bir takım sivil toplum örgütleri ve oluşumlar işi erkek düşmanlığına kadar getirmişlerdir. Yani şiddeti ortadan kaldıracağım diye karşı şiddeti savunur hale gelmişlerdir. Feminizm denen anlayış gibi. Feminizmin kadınları korumak gibi bir misyonu yoktur. Kadınların erkeklerden daha üstün olarak gören bir anlayışı vardır. Kadınları savunurmuş gibi yapıp, kadınlara şiddet uygulayan erkeklerin üzerinden tüm erkekleri aşağılama gibi bir anlayışa sahiptir.
Bir mağazanın vitrini ne kadar ilginç ve güzel olursa o kadar çok fazla kişi içeriye girer hiçbir şey almayacaksa bile şöyle bir gezme ihtiyacını hisseder.

Yani bir partinin ismi de aynı mağaza vitrini gibidir. Partinin ismini okuyan herkes kendini görmeli ve aklının bir yerlerine o isim takılıp kalmalı. O an olmasa bile daha sonra eline geçeceği bir haberi okuma ihtiyacı hissetmeli. Kadın Partisi diye isim konursa daha mücadeleyi başlamadan bitirirsin.

İstediğin kadar ben kadın ve erkek ayrımı yapmayacağım desende eğer oluşumunun ismi ”Kadın Partisi” olursa ayrımcılığı baştan insanların kafasında kalın çizgilerle yaratıyorsun demektir.

Niyetiniz ne kadar iyi olursa olsun eğer pratiğinizde bir takım hatalar yapıyorsanız asla başarıya ulaşamazsanız. Kadın sorunu başlı başına temel bir sorun değildir. Yani kadın sorunu bir ülkenin baş çelişkisi değildir. Bir ülkenin sorunları erkeğini, kadınını ve çocuğunu bir bütün olarak kapsama alanına alır.

Elbette ki sorunların içinden bir takım yanlışlıklar zaman zaman ön plana çıkabilir ama bu sorunu çözmek için temel sorunu göz ardı edip tali sorunlarla uğraşmaya kalktığında sorunu çözmek yerine tam bir kördüğüm haline getirmekten başka bir şey yapmazsın.

Bu ülkede kadınlardan çok daha fazla şiddeti gören çocuklardır. Şimdi hep beraber bir de “Çocuk Partisi” mi kuralım.

Eşcinsellerde şiddet görüyor, bir de “Eşcinseller Partisi” kuralım. Yanılmıyorsam gerçi Eşcinseller Partisi Avrupa’nın bazı ülkelerinde var. Avrupa’nın bazı ülkelerinde var diye bu doğrudur anlamına gelmiyor tabii.

Bir siyasi partinin ideolojisi olur. Ve bu siyasi anlayışının içinde dünyadaki yaşanılan tüm sorunların çözümlerine yönelik projeler vardır. İktidara geldiğinde veya istediğin devrimi yaptığında kadınıyla, erkeğiyle, çocuğuyla yaşanılan tüm sorunları çözmeye çalışırsın.

Yoksa seksiyon örgütlenmeleri gibi “Kadın Partisi”, “Erkek Partisi” veya “Çocuk Partisi” gibi ayrı ayrı isimler altında partiler kurma yoluna gidilmez.

Yok gidersen ne olur, dostlar alışverişte görsün bakın biz neler yapıyoruz dan öteye gitmeyen bir kargaşadan başka şey olmaz.

Tarla da, fabrika da, sokak da, okul da kısacası hayatın her alanında kadın ve erkek omuz omuza yaşam mücadelesi vermediği sürece istediğin yerde, istediğin isim de partini kursan ne olur.

Kadına şiddeti uygulayan erkekler değildir. Feodalizm, kapitalizm ve emperyalizm sistemin egemenliğini elinde bulunduran erkekler olduğu için doğal olarak şiddeti erkekler uygulamış oluyor. Yani şiddeti uygulayan sistemdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder