17 Mayıs 2014 Cumartesi

Bir Sendika Göremedim Sanki









İddialar

İddialar

İddialar

Neler yok ki aralarında, 

Kaçak çalışan işçiler,

Çalışmak istemeyen bir işçinin dövülerek öldürülmesi, tazminat vermemek için işçinin hastanede öldü diye rapor tutulması,

Yevmiye ile çalışma sistemi,

Her gün kamyonlarla madenin önüne gelen çalışmak isteyen 
işçilerin arasından karpuz seçer gibi işçi seçmek,

Zorla seçim mitinglerine götürmek,

Bilmem şu partiye oy vermezseniz işten atarız demek,

On beş on altı yaşında çocukların çalıştırılması,

Onlarca hatta yüzlerce Suriye’li çalıştırılıyormuş,

Önceki vardiya dışarıya çıkmadan bir sonra ki vardiyanın içeriye girmesi,

Daha neler neler tek tek not tutulmadığı için tüm iddiaları akılda tutmak da çok zor.

Sayılan ve sayılamayan iddiaların üzerine hala sayıları net belli olmayan resmi açıklamaya göre 302 kişinin ölümü üzerine çevrenizde değişen bir şey var mı? Yok. Bir iki ilde yapılan cılız gösteri ve bir iki sivil toplum kuruluşunun yapmış olduğu açıklamalardan başka hiçbir şey yok. 

Yaşanan katliam bir kaza sonucu bile olsa kazanın bile sorumlusu olur. Sonuçta da kaza da bir ihmalin ve alınmayan tedbirsizliğin sonucu meydana gelir. Yoksa kaza oldu elden ne gelir gibi saçma bir teori olmaz. 

Benim asıl dikkatimi çeken şey bu işyerinin örgütlüğü olduğu sendika nerede. Maden-İş diye bir iki kanalda açıklama yapan sendika başkanlarını gördüm. Sanırım şube başkanı veya o işyerinin temsilci başkanları idi, ağızlarında bir şeyler geveleyip durdular ne dediler bir şey anlamadım. Bir daha da görünmediler zaten.

Bunca iddialar bu katliamla birlikte ortaya çıkmadı. Yıllardan beri süregelen sorunlardır bunlar. Sendika ne işe yarar? Sadece işçiden aidat toplayıp keyif çatma gibi bir görevi yoktur sanırım. Sadece toplu sözleşme zamanı geldiğinde işverenle masaya oturup şu kadar zam isterim den öte çok daha başka görevleri de vardır.

Şimdi hemen biz çok kere rapor hazırladık, ama kimseye duyuramadık gibi absürd savunmalar yapılır. 

Bu iddiaların her biri tek tek iş bırakma ve greve gitme sebebleridir. Eeee böyle bir şey yapılmış mı? Yapılsa en azından kamuoyunda duyardık. 

Sendika temsilcileri ve sendika başkanlarının işçilerden hiçbir ayrıcalıkları olmadığı halde maden işçinin bir aylık maaşı en fazla bin beş yüz lira iken acaba o sendika başkanlarının ne kadardır bileniniz var mı? Sendikacılık yapmış birisinin yalancısıyım en az on beş bin lira dedi. Oysa sendika başkanının maaşı en fazla en yüksek işçi maaşına bedeldir. Yani bir fabrikada veya madende en yüksek işçi maaşı neyse sendika başkanı da ancak o kadar alır. O Konferedasyon başkanlarının maaşlarını hiç tahmin bile edemiyorum.

İşçi temsilcileri ve sendika başkanları işçi avukatlarıdır bir nevi. İşçiler kendi aralarından işverene karşı kendilerini temsil etmek için yine kendileri gibi işçileri seçerler. Ama nedense bizim ülkemizde tıpkı milletvekilleri nasıl seçildikten sonra halka yabancılaşıp halk düşmanı oluyorsa, sendika başkanları da seçildikten sonra işçiye yabancılaşıp işçi düşmanı oluveriyorlar. 

Asla temsilcisi olduğu fabrikaya veya madene uğramıyorlar. Yolunu dahi bilmediğin bir işyerinin sorunlarını nasıl savunacaksın. Fabrikada veya madende çalışan işçiler çocuğuna kışın nasıl bot alacağını düşünürken, sendika başkanı çocuğunu acaba hangi koleje göndersem diye düşünüyor. 

Sendikaların plazaları olmaz,

Sendikaların ultra lüks büroları olmaz,

Sendikaların milyonlarca tutarı olan taşınmaz mülkleri olmaz,

Sendikaların başkanları da olmaz.

O yüzden Soma’da ki katliamdan beri bir tane aklı başında bir sendika başkanı görmedik. Çıkıp da işçinin, memurun, köylünün anlayabileceği bir şekilde neler oldu ve neler oluyor anlatamadı. Hep mırın kırın şöyle oldu da böyle oldu. Peki onlar olurken SEN NERELERDEYDİN BE ADAM.

Sendikaların o fabrika da veya maden de bizzat çalışan işyeri temsilcileri olur. Sendikaların işçiden yirmi kat fazla maaş alan başkanları olursa onlara İŞÇİ AĞASI denir. İşçi ağaları da işçiden yana değil işverenden taraf olur.  

Burada bütün görev işçilere düşüyor silkinip sırtınızdaki kamburları atacaksınız. Kendi temsilciliğinizi kendiniz yapacaksınız. Temsilcinizi bir plazanın bilmem kaçıncı katında çocuğunun yurt dışında ki göndereceği okulun broşürünü karıştırırken değil, yanınızda kazma sallarken göreceksiniz. 

Bunu başaramadığınız zaman onlar SAĞ  siz de ÖLÜ olursunuz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder